MUTLU
İNSANLAR ÜLKESİYİZ
Son yıllarda ülkemizde, anketler yapan araştırma kurumları
hayli arttı. Merak ettiğimiz pek çok konuda değişik araştırmalar yapılıyor,
toplumumuz bilgilendiriliyor, aydınlatılıyor. Özellikle seçim öncesi yapılan
anket çalışmaları bunun en somut örneği olmuştu. Son seçimden önce yapılan
anketlerde bütün araştırma kuruluşları AKP nin, %40-%45 aralığında oy alacağı
sonucunu bulmuşlardı. Buna karşın AKP, neden ve nasıl olduğunu kimselerin
doğru, dürüst açıklayamadığı bir başarı örneği sergileyerek %49.5 oy aldı ve
TBMM de çoğunluğu rahat bir şekilde sağladı. Yine bu kamuoyu araştırmalarından
öğrendiğimize göre bunca olumsuzluklara, bunca felaketlere rağmen yeni bir seçim
yapılsa iktidar partisi, Anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğu
bulabilecekmiş. Necip milletimiz hırpalanmayı, yoksulluğu, evlatlarının cenaze
namazlarında yetkili erkanla birlikte saf tutmayı, onların uyutma nutuklarını
huşu içinde dinlemeyi, -padişahım çok yaşa- kabilinden tezahürat yaparak onları
izlemeyi çok seviyor. O nedenle bu sonuçlara şaşırmamak gerek.
Ben bu yazıda başka bir araştırma sonuçlarından söz etmek
istiyorum. Son günlerde TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) yaptığı bir araştırmaya göre mutlu insanlar
ülkesi olduğumuz ortaya çıkmış. İnsanları mutlu yaşayan ülkeler içinde bayağı
üst sıralarda yer alıyormuşuz. Ayrıca, memleketimizde yaşayan mutlu insanların
sayısı giderek artıyormuş. Bir yıl önce yapılan anket sonucuna göre ülkemizdeki
mutlu insanların oranı % 53, 3 iken bu son yapılan anket sonucuna göre %56,6
olmuş. Koskoca devlet kurumu olan TÜİK nun her halde doğru söylemediği
iddiasında bulunacak değiliz. Böyle devam ederse birkaç sene içinde bütün bir
millet olarak mutluluktan kanatlanıp uçuşa geçmiş tek ülkesi olacağız
yeryüzünün.
Kendi adıma ben çok mutluyum. “Neden?” derseniz, bu çok
açık. Çevremizde olup biten her olaydan zevk alıyor, huzur duyuyoruz. Örneğin
ülkemizin büyük kentlerinde patlatılan bombalar, bu patlamaların sonucu ölen
onlarca, yüzlerce insanımız, bunlar için yetkililerin attığı nutuklar nasıl
mutlu ediyor beni bilemezsiniz. Güneydoğu illerimizden her gün gelen şehit
haberleri, akşam haberlerinde huşu içinde izlediğim cenaze törenleri, yüksek
erkanın hiç sektirmediği cenaze namazları ve kortejleri, şehit ailelerinin
feryatları sizi de mutlu etmiyor mu?
Çaresizlik içinde ülkemize sığınmış, neredeyse Türkiye’nin
bütün kentlerine, kasabalarına yayılmış sevgili misafirlerimiz Suriyeli
mültecilerin sefil yaşamlarını, kapağı Avrupa’ya atabilmek için binlercesi
Egenin soğuk sularına gömülen, çocuklarının cesetleri sahillere vuran o masum
insanların dramlarını izledikçe mutluluktan zil takıp oynayasım geliyor.
Ülkemizin ekonomisi deseniz dünyayı kıskandıracak gelişmeler
gösteriyor. Kapanan şirket sayısı açılan şirket sayısını yakalamış nerdeyse.
İcra daireleri yığılan icra olayları yüzünden çalışamaz hale gelmiş, havlu
atmak üzere. Karşılıksız çekler, takibe düşmüş kredi kartı borçları milyonlarla
ifade ediliyor. Evel Allah,yatırımlarımız 4 yıldan bu yana hiç artmamış, hatta
bir miktar azalmış. Sayın maliye bakanımız, bir İngiliz dergisi ile yaptığı
söyleşide ekonomimizin iyi gitmediğini söylemiş. “Yabancı yatırımcı,
ülkemizdeki istikrarı yeterli bulmadığı için yatırım yapmak istemiyor.” Demiş.
Öyle sanıyorum, benim gibi ülkemiz insanını mutlu eden haberlerden bazıları da
bunlar olmalı.
Ülkemize gelen turist sayısında küçümsenemeyecek boyutlarda
düşüş olmuş. Türkiye’nin her yöresinde turistik rezervasyon iptalleri çığ gibi
artıyormuş. Bütün turistik otel çalışanları artık bol, bol dinleneceklermiş.
Eğer işten de çıkarılırlarsa bundan daha büyük mutluluk kaynağı olabilir mi?
Dağılan ailelerin sayısı, tecavüz olayları, kadın
cinayetleri, giderek artan gasp ve hırsızlık olayları, çevre duyarlılığı ve
birbirimize karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü bu kadar artmışken nasıl mutlu
olmayalım ki? Ülkede depresyon ilacı kullanımı geçtiğimiz yıl 600 bin kutuya
yükselmiş. Uyuşturucu bağımlılığı yaşı 10 a kadar düşmüş. Farklı siyasi görüşe sahip
aileler ayrı kahvelere gidiyor, aynı dükkandan alışveriş etmiyor, birbirleriden
kız alıp vermiyorlar. Bütün bunlar hala bazılarını mutlu etmiyorsa bu da
onların bileceği bir iş.
Eğitim sistemimiz dünyada mevcut en verimli, en başarılı ve
çağdaş bir yapıya kavuştu. insanlarımızın bir numaralı gereksinimi olan din
eğitimi, eğitim sistemimizin ana ekseni haline getirilerek dünya bilimine
katkılar sunma, dünya çapında bilim adamı yetiştirme olanağı yaratıldı. Her il
ve ilçeye açılan imam hatip liseleri sayesinde bilim dünyasında ön saflarda yer
almış bir ülke konumuna gelmek üzereyiz. Yakın bir gelecekte, başta bilim alanı
olmak üzere pek çok alanda Nobel ödüllerini biz toplayacağız. Böyle bir tablo
karşısında mutlu olmayın da görelim bakalım.
Dün Kent Meydanında belediye zabıtaları bir işportacıyı
köşeye kıstırmış, Allah yarattı demeyip kıyasıya dövüyorlardı. Kimse zavallı
delikanlıya yardım etmek için kılını kıpırdatmadı. Pestili çıkmış vaziyetteki
gencin yanına gittim. Yardım etmek istedim. Gülümseyerek teşekkür etti. “Ben
halimden şikayetçi falan değilim. Kimsenin yardımına ihtiyacım yok. Bu sık, sık
olur. Alıştım. Hoşuma bile gidiyor. Bundan çok mutluyum” dedi. Hiç şaşırmadım,
oradan uzaklaştım.